27 Ağustos 2012 Pazartesi

Arkadaşımın Evi Nerede? - Where Is The Friend's Home - Khane-ye Doust Kodjast

Abbas Kiorostami'nin "Köker Üçlemesi" olarak bilinen 3 filminden ilkidir "Arkadaşımın Evi Nerede?".

Kim anlar seni çocuk, kim bilebilir içinde taşıdığın kendince ağır sorumluluğu? Oysa büyükler ne sabırsız. Koşmazlar senin gibi amacına ulaşana kadar. Neden kimse duymaz seni, sorularına önem vermez? Bu filmde sabrı,  yaşlı bir adamın ağır yürüyüşlerine eşlik ederek aynı eve yapılan ikinci ziyaretle öğreniyorsunuz. İnsan hikayesidir bu, yaşam hikayesi, dostluğun ve mücadelenin hikayesi.
Bir sınıfta başlar her şey. Okul denilince ödev gelir akla ve ödevini yapmayan çocuklar. Muhammed Rıza defterini kuzeninde unuttuğu için ödevini kağıda yapmıştır. Disiplini sağlamaya çalışan öğretmeni tarafından tüm öğrenciler önünde son kez uyarılır ve okuldan atılmakla tehdit edilir çünkü daha önce 3 kez aynı hatayı yapmıştır. Ancak o gün, sıra arkadaşı Ahmet, çok benzediği için yanlışlıkla Muhammed Rıza'nın defterini de çantasına koyduğunu eve gidince fark eder. Defteri ona mutlaka ulaştırmalıdır. Büyük bir sorunu vardır Ahmet'in. Kendi evinden epey uzak Poshteh'te oturan arkadaşınn evi nerede bilmiyordur. Serüven başlar, yola çıkar tek başına inatla. Sokak sokak dolaşır saatlerce. . . Sonra? Bir sınıfta biter her şey. Ahmet arkadaşının evini bulmuş mudur cevap verir bize.


EN BEĞENDİĞİM DİYALOG : Ahmet Poshteh'ten dönerken dedesi onu görür ve yanına çağırır. Nereye, ne için gittiğini öğrenmek ister. Cevabını alana kadar da birkaç kez sorar. Kendisine sigara alması için de ısrar eder. Ahmet gittikten sonra dedesi ile dedesinin arkadaşı arasında geçen sohbet,  İran'ın köyünde de yaşansa eğitimin önemi hakkında bize ders verir.
Dede      :  Çocuğun gelecekte iyi bir adam olması için eğitim almasını istiyorum. Çünkü tembel olursa topluma yararlı olmaz. Torunumun buraya nasıl geldiğini gördün. Ona aynı şeyi 3 kez söylemek zorunda kaldım.
Arkadaşı : Diyelim ki seni dinledi. Yine ona vurur muydun?
Dede      : Tabi ki vururdum. Babam harçlığımı vermeyi unutsa da beni dövmeyi unutmazdı. Disiplini öğreten budur. Toplumda çocuklar disiplin anlayışını sürdürmelidirler.

EĞLENCELİ BİR SAHNE : Sokaklarda dolaşan Ahmet'in önüne balkondan bir çarşaf düşer. Sahibi ona atmasını ister. Çelimsiz kollarıyla, küçücük boyuyla ne kadar yukarı fırlatabilir ki onu? Dener yine de ve güldürür bizi azmiyle.

ETKİLEYİCİ BİR SAHNE : Muhammed Rıza düşer okul çıkışında. En yakınıdır yine ona yardım eden. Çeşmedeki suyla yıkar bacağını Ahmet, Muhammet Rıza'nın.

Küçük kahramanımız Babek Ahmed Poor (Ahmet) tekrar tekrar söyler cümlelerini. Naif bakışıyla saçlarını okşatmak ister size. Kararlılığı, şaşkınlığı ve hayal kırıklığıyla yanı başınızda hissedersiniz onu. Öylesine içten, öylesine bizden. Ne topuğu var çorabının ne de burnu.


Sürpriz dediğin bir çiçektir bazen, sayfa arasına bırakılan. Umut ettirir. . . 





1 yorum:

  1. Sonunda hem ağladım hem güldüm. Ahmet' e de bu yakısırdi zaten. Cok iyi film kesinlikle

    YanıtlaSil